Cum'anız Mübarek Olsun efendim
Âb-ı Hayat - 476 (Cum'anız mubarek olsun efendim) |
Cuma, 13 Haziran 2014 | |
Huzurpınarı ailesinin muhterem üyelerinin Cum'a gününü tebrik eder, müstecâb dualarınızı istirham ederiz efendim. Allahü tealaya emanet olunuz efendim ali zeki osmanağaoğlu Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer.... Bâzı hatıralar vardır ki, kalblere nakşeder. O hatıraları hatırlamak, Cennet hayatı yaşamak gibidir... .......... ... Geçen haftanın devamı: Enver abim, "İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır" hadis-i şerifini kendisine düstur edinmişti. Herkese her zaman iyilik ederdi. İnsanların hem dünyalarına hem ahiretlerine faydalı olmağa çalışırdı. "Herhangi bir insana bir iyilik etmek, gökten lamba olarak yere inse, bu iyilikten hasıl olan nur o kadar parlaktır ki; güneş onun yanında çok sönük kalır. Hele bu hizmet ile bir insanın hidayetine sebeb olunursa kıymeti hiç ölçülemez" buyururdu. "İnsanların dünyalarına hizmet etmek elbette çok kıymetlidir ama ahiretlerine hizmet etmek daha kıymetlidir" buyururlardı. Yetiştirdiği talebelerine de, insanlara faydalı olmak, herkese iyilik etmek için telkin ederler, hiç kimseyi kırmamak lazım olduğunun ehemmiyetini anlatırlardı. Dünyanın geçici olduğunu, ahiretin ebedi olduğunu, ahiret için her zaman hazırlıklı olmak lazım olduğunu anlatırlardı. Bugün için insanlara en faydalı olabilmek, Ehl-i sünnet itikadını anlatan kitabları vererek, mesela (Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye) kitabını vererek olabileceğini anlatırlardı. Talebelerine ve sevenlerine "mutlaka belli zamanlarda biraraya toplanıp kitap okuyun, büyüklerden bahsedin" buyururlardı ve bu şekilde toplanan arkadaşları, zaman zaman davet ederler, onlarla sohbet ederlerdi. Bize de 84 senesinde böyle bir vazife vermişlerdi. Arada bir bu abileri getir, göreyim buyururlar, onlarla hususi sohbet ederlerdi. İyi insan yetiştirilmesine çok ehemmiyet verirler ve teşvik ederlerdi. Hatta zaman zaman kimler geliyor diye sorarlar, bazılarını hususi olarak görmek isterlerdi. Birkaç sene sonra abim ihlas polikliniğini açarken, bizim de orada çalışmamızı istemişti. Birgün Enver abim, abim ve ben üçümüz beraberdik. Abim, Enver abilere poliklinik ile ilgili bilgi veriyordu, şu şu şu doktorlar geliyorlar, bakalım Ali ne yapacak dedi. Enver abim buyurdu ki; "Ali mekteb açtı, yerinde kalacak, insan yetiştirecek." Ve bizim muayenehanenin maddî manevî hizmet yeri olduğunu anlattılar. Kendilerinin de defalarca teşrifleriyle müşerref olduk. Her defasında, layık olmadığımız şekilde, üzerimizde olmayan vasıflarla iltifatlar ederek teşvik ederlerdi. Cennetde beraber bulunmak için dua ederlerdi... Enver abimde insanlara karşı öylesine derin bir muhabbet ve merhamet vardı ki, anlaşılamaz bir sabırla, herkes kurtulsun, ahiretde hiç kimse yanmasın diye fevkalade bir gayretle uğraşırlardı. Bunun için de, her türlü sıkıntıya sabr ederlerdi. Hiç kimsenin, hatta kendisine kötülük yapanların dahi kalbini kırmazlardı. Yetiştirdiği talebelerine de, böyle olmak lazım olduğunu nasihat ederlerdi. Enver abim bizim başımızda hem abimiz, hem babamız, hem hocamız hem rehberimiz, yol göstericimiz, herşeyimizdi. Hava gibi, ekmek, su gibi her zaman ihtiyaç duyulan bir insandı. Onun gibi biri gelmesi, yerinin doldurulması mümkün değildir. Hayat onunla güzeldi. Fî emanillah. Birkaç gündür yaşgünü vesilesiyle telefon ile arayan, mail veya mesaj ile ulaşıp dualarını bildiren sevdiklerimize, sevenlerimize, arkadaş, dost, ahbap ve yârânımıza, teşekkürlerimizi ve dualarımızı arz ederiz efendim. |