HAYVANLARIN KORUNMASI İÇİN NELER YAPALIM
HAYVANLARIN KORUNMASI İÇİN NELER YAPALIM
<!--[if !supportLists]--> 1- <!--[endif]-->Zor durumda kalmış hayvanları koruyalım. Onların bakımına yardımcı olalım.
<!--[if !supportLists]--> 2- <!--[endif]-->Bakımını üstlendiğimiz hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli verelim. Aşılarını zamanında yaptıralım.
<!--[if !supportLists]--> 3- <!--[endif]-->Hayvanlara eziyet edilmesi insanlıkla bağdaşmaz. Öte yandan bu davranış yasalarımıza göre suçtur. Bu suçu işleyenleri uyaralım.
<!--[if !supportLists]--> 4- <!--[endif]-->Kuşların, karıncaların yuvalarını bozmayalım. Yumurtalarını almayalım. Avlanma mevsimi dışında kesinlikle av hayvanlarını avlamayalım.
<!--[if !supportLists]--> 5- <!--[endif]-->Hayvanları korkutmayalım, ürkütmeyelim. Onlara şakadan da olsa eziyet etmeyelim.
<!--[if !supportLists]--> 6- <!--[endif]-->Bakamayacağımız hayvanları eve almayalım. Biz almazsak belki bakabilecek biri alır.
<!--[if !supportLists]--> 7- <!--[endif]-->Yiyecek artıklarımızı, özellikle ekmeği, çöplüğe atacağımıza yakınımızda bulunan hayvan besleyicilerine verelim.
<!--[if !supportLists]--> 8- <!--[endif]-->Sapanla kuş avlamayalım. Avlamak isteyenlere engel olalım.
KONUŞMA
Sevgili Arkadaşlar!
Hayvanların, insan yaşamında büyük önemi vardır. İlk evcilleştirilen hayvanların köpek olduğu sanılıyor. Sonraki zamanlarda ise koyun, keçi, at, boğa, tavuk ve kedi gibi hayvanlar evcilleştirilmiştir.
Her canlının, doğadaki dengenin korunmasında bir rolü vardır. Soyları bilinçsizce tüketilen canlılardan sonra, doğada büyük sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Artık günümüzde, nesilleri tükenmekte olan hayvanları korumak için büyük gayretler gösterilmektedir.
Sevgili arkadaşlar! Hayvanlara işkence yapmak bir insanlık suçudur. Hayvanlara acımayanların, insanlara hiç acımayacağını söylüyor bilim adamları. Zor durumda kalmış hayvanlara mutlaka yardım etmeliyiz. Kuşların, karıncaların yuvalarını bozmak, yumurtalarını almak çok kötü bir davranıştır. Hayvanları korkutup ürkütmek, sapanla kuş vurmak, şakadan da olsa, istemedikleri gibi davranmak da kötüdür. Bakımını üstlendiğimiz hayvanların yiyeceklerini, içeceklerini düzenli vermeli, aşılarını yaptırmalıyız. Yiyecek artıklarını, hayvanlara veya hayvan besleyicilerine vermeliyiz.
Hayvanlara daha iyi davranılmasını sağlamak isteyen İngiliz hayvanseverler, 1822 yılında bir araya gelerek “Hayvanları Koruma Birliği”ni kurdular. Hayvanları koruma amacıyla yurdumuzda açılmış olan ilk dernek, 1908 yılında kurulmuş olan “Hayvanları Koruma Derneği”dir. Dünyadaki hayvan koruma derneklerinin bir araya gelerek oluşturdukları “Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu”, 1931 yılında yaptığı toplantıda, 4 Ekim gününü “Hayvanları Koruma Günü” olarak ilan etti.
Hayvanları Koruma Günü’nün amacı; hayvanlara karşı sevgi ve acıma duyguları uyandırmak, onları korumak ve haklarına saygı duyulmasını sağlamaktır.
Hayvan sevgisi, insandaki yardımlaşma, iyilikseverlik ve sevgi gibi duyguları geliştirir.
Bugün bir hayvanı sevindirmeye ne dersiniz?
YUVA
Sordum bir gün arıya
Yok mu senin bir yuvan
Vızıldayıp gösterdi
Bana koca bir kovan
Dönüp sordum serçeye
Ya seninki nerede
Cik cik dedi benimki
Dal üstünde tepede
Annem bana o akşam
Öğütler veriyordu
Güzel güzel dinledim
Bana şöyle diyordu
Senin yuvan ikidir
Biri okul biri ev
Kıymetini iyi bil
Sev onları çok çok sev.
|
KEDİM
Kedim henüz bir yaşında,
Uyuyor soba başında.
Hem cesurdur, hem de kurnaz,
Bir tıkırtı duyar duymaz,
Uyanır aslan kesilir,
Gözleri volkan kesilir.
O geldiği günden beri,
Bizim evin fareleri,
Damdan, tavandan indiler,
Birer deliğe sindiler.
Koşup yakalıyor hemen,
Yuvasından, deliğinden.
Çıkanları diri diri,
Artık bunlardan hiç biri.
Dolaplarıma girmiyor,
Kitaplarımı kemirmiyor.
Orhan Seyfi ORHON
|
KUŞLARLA
Kuşlar uçar,
Ben koşarım;
Onların kanatları var,
Benim kanadım kollarım.
Kuşlar kanadını çırpar,
Ben de kolumu sallarım…
Uçun kuşlar, uçun kuşlar;
Hepinizle yarışım var!
Uçtu kuşlar,
Bende koştum;
Koştum yarı yola kadar;
Ta önüme bir uçurum
Çıktı, orda kaldım naçar.
Yoo, çekemem öyle kurum!
İsterseniz, haydi tekrar
Yarışırız…Uçun kuşlar!
Tevfik FİKRET
|
GÖÇMEN KUŞLAR
Gittiniz hep dizi dizi,
Bıraktınız ülkemizi,
İlkbaharda gene gelin,
Unutmayın sakın bizi.
Gelmeden kış, yağmadan kar,
Gidin, gidin güzel kuşlar,
Uzak güney illerinde,
Bol yiyecek, bol güneş var.
Türkülerle gidersiniz,
Kim gösterir size yol, iz ?
Ürkütmez mi kalbinizi,
Yüce dağlar, coşkun deniz ?
Gökte olup sıra sıra,
Kayboldunuz ufuklarda,
Göçmen kuşlar, güzel kuşlar,
Yine gelin ilkbaharda!…
Zeki TUNABOYLU
|
KUZUM
Mini mini bir kuzum var,
Çayırlarda gezer oynar.
Hep arkamdan koşar, gelir,
Yaramaz pek neşelidir.
Yanından ayrılsam biraz,
Hemen yanık yanık meler.
Kırdaki otlara doymaz,
Daha ister neler neler.
Şeker, arpa, fıstık, üzüm,
Çok bilmiştir iki gözüm.
Dr. Ali Rıdvan UNAR
|
SERÇELER
Bir gün gelir, geçer bu geceler
Tırtıllar tırmanır yapraklara
Damla damla sızmaz dudaklara
Kalbin kaynağından bu heceler
Alnı işleyerek düşünceler
Gözyaşı döker zambaklara
Ve üşüşür olgun başaklara
Akşamın dallarından serçeler.
Ahmet Muhip DIRANAS
|
KEDİM
Ne güzel bir kedisin,
Mırıl mırıl edersin.
Gözlerin ateş saçar,
Seni gören fareler kaçar.
Kuyruğunu sallarsın,
Delikleri koklarsın.
Sen de olmazsan eğer,
Evlerde hep fare gezer.
Arife HANCI
|
TEKİR İLE MİNİK KUŞ
Tekir kedi acıkmış,
Bir ağaca tırmanmış,
Avını düşünerek,
Beklemeye başlamış.
Biraz sonra kuş gelmiş,
Kediye "cik, cik" demiş,
Tekir ona acımış,
Minik kuşu yememiş.
Ülker ORDU
|
NE GÜZELDİR HAYVANLAR
Evimizde yaşarlar,
Elimize bakarlar,
Türlü işe yararlar,
Evcilleşmiş hayvanlar.
Ne güzeldir tavuklar,
Folluk dolu yumurtalar,
Hep bal yapar arılar,
Ne güzel şu hayvanlar.
Sütlerini içeriz,
Kimisine bineriz,
Öküzle çift süreriz,
Yararlıdır hayvanlar.
Kılları var, yünü var,
Süzgün bakar mandalar,
Kedi, eşek ve atlar,
Ne güzel şu hayvanlar.
Arabaya koşarız,
Uzun yollar aşarız,
Güçlerine şaşarız,
Ne güzel şu hayvanlar.
Ormanları süslerler,
Gece, gündüz öterler,
Bize, dostluk ederler,
Çok tatlıdır, hayvanlar.
Hasan ŞEN
|
RENGİN
Beyaz kedim,
Siyah kedim,
Sarı kedim,
Adı "Rengin" olsun dedim.
Rengin ablamın adıdır;
O şimdi kızacak bana,
Fakat öğretmenim söyledi ya?
Rengin demek renkli demek,
Bunda ne var gücenecek ?
Lâkin ablam,
Rengin ablam.
Hain ablam.
Sofra başında dün akşam,
Astı bana çehresini.
Belki biraz hakkı vardı,
Çünkü Rengin onun adı,
Fakat ne var gücenecek;
Rengin demek, renkli demek;
Benim kedim de üç renkli,
Hem de benekli.
Beyaz kedim,
Siyah kedim,
Sarı kedim,
Adı "Rengin" olsun dedim.
Tevfik FİKRET
|
LEYLEK
Akşam oldu, sen de yuvana döndün
Ayrı ayrı doyurdun yavrularını.
Artık rahatsın Hacı Leylek
İstediğin gibi takırdatabilirsin
gagalarını!
Hep yollarda mı geçecek ömrün ?
Yazın burda,
Kışın başka yerdesin..
Yuvandan ayrılacağın için mi
Böyle düşüncelisin ?
Nasıl dayanıyor o uzak yola
Zayıf vücudun ,
İnce, uzun bacakların ?
Söyle hangi memlekette geçirecek
O güzelim yazı, yavruların ?
Yalnız biz değiliz seni seven
Bak, ne kadar üzülüyor gidişine
Şu çiçekten çiçeğe konan kelebek.
Baharı erken getir bahçemize
Olmaz mı Hacı Leylek ?…
Şükrü Enis REGÜ
|
ARILAR
Emdiniz arılarım elma çiçeklerini,
Doldurdunuz bahçenin bütün peteklerini,
Şimdi tutun baharın, tutun eteklerini,
Gökte vızıldayarak uçun, uçun arılar.
Beyaz beyaz dallara, çiçeklere kondunuz,
Tepelere çıktınız, ovalara indiniz,
Bir bu çiçekten emip, bir bu ota döndünüz,
Haydi tepemden, halka halka geçin arılar.
Böğürtlenler içinde altın bir eviniz var,
Odalarınız sarı sarı balla doldular,
Beni de evinize davet edin bu bahar,
Sofranızda bana da bir yer açın arılar.
Ceyhun Atuf KANSU
|
PAMUK KEDİM
Bir kedim var, yumuk yumuk,
Adı pamuk, kendi pamuk.
O, cin gibi gözleriyle,
Mırnav mırnav sözleriyle.
Güzel kedim cana yakın,
Fakat kızdırmayın sakın.
Öfkelenir birdenbire,
Kendisini atar yere.
Bir köşeye şöyle siner,
Biraz sonra öfke diner.
Yaklaşır da yavaş yavaş,
Sevgi ister, o yumuk baş.
Dostuna dost, aslan kedim,
Gel, mindere yaslan kedim.
Rıfat Necdet EVRİMER
|
BALIKLAR
Şaşıyorum şu küçük balıklara.
Nasıl yaşıyorlar denizde
Böyle ömürlerinin sonuna kadar ?
Hiç merak etmiyorlar mı yeryüzünü,
Doğan ayı, batan günü ?
Sudan başka yer bilmiyorlar,
Ne mevsimlerin değiştiğinden,
Ne günlerin geçtiğinden haberi var.
Kıskanıyorum şu ufak balıkları:
Onların bizim gibi
Ne eli, ne ayağı var!..
Şükrü Enis REGÜ
|
KUZUM
Mini mini bir kuzum var
Tüyleri de pek beyaz
Benimle koşar oynar
Yaramaz mı yaramaz
Gözleri iki kömür
Ağzı sanki pembegül
Sıçrayışı ne ömür
Bağlıdır ona gönül
|
MEHVEŞ’İN ADALETİ
|
KELEBEK
Yel estikçe uçuşan
Yapraklara benziyor.
Durmadan yorulmadan
Daldan dala geziyor.
Kanatları ipektir,
Bozulur dokununca.
Sanki canlı çiçektir,
Açar bahar olunca.
Ben onu çok severim.
Koşup tutmak isterim.
Fakat kaçar yaramaz,
Uçmadan yaşayamaz.
Hasan Ali YÜCEL
|
|
Ahmet gördü bir koru,
Düştü gönlü hevese,
Tuttu bir dişi kumru,
Koydu onu kafese.
Küçücük kız kardeşi,
Dedi; “ver onu bana!”
Severdi o Mehveş’i,
Dedi; “Al olsun sana!”
Kumrunun eşi akşam,
Boş bulunca yuvayı,
Ah çekti buram buram,
Aradı hep ovayı.
Sonra buldu dostunu,
Mehveş’in duvarında,
|
Geldi serdi postunu,
Kafesin kenarında.
İki eş, gündüz, gece,
Konuşur, sevişirdi,
Mehveş dedi; iyice
Bir zalimim ben, şimdi:
Eşini ettim esir,
Yoldaşı gelmiş ağlar,
Yarab bu insan nedir ?
Niçin kuşları bağlar ?
Bu sözleri söylerken,
Açtı küçük zindanı,
İki kuş uçup birden,
Boyladılar ormanı.
Ziya GÖKALP
|
KİRPİCİK
Nereden gelmiş, niçin gelmişse,
Bir kirpicik gelmiş sokağımıza.
Herkeste bir merak, bir telaş,
Sorup duruyorlar “Ayol bu da ne?
Bir fenalık yapmasın sakın,
Başını çıkarıyor, bakın, bakın...”
Elbette çıkaracak başını,
Bunda şaşılacak ne var!
Kirpi olduysa n’olmuş sanki,
Hep tostoparlak mı dursun,
Hep yer altında mı otursun,
Onun hakkı yok mu ?
Bu sokaktan geçmeye,
Salına salına gezmeye.
Haydi git yuvana dost kirpicik, haydi git
Hiç korkma.
Bizim olduğu kadar da senindir,
Bu güzel dünya.
Hasan Latif SARIYÜCE
|
KÜMES HAYVANLARI
Tavuklar haykırıyor,
Gıdak gıdak, gıt gıdak,
Nasıl boyun kırıyor,
Şu çapkın horoza bak.
Baba hindi kabarmış,
Ne büyüklük, ne gurur.
Hep kendini yaz ve kış,
Böyle metheder durur.
Yine yalpa vurarak,
Dolaşıyor ördekler,
Su başında durarak,
Karşıya yüzecekler.
Yaşar Nabi NAYIR
|
KANADI BENEK BENEK
Kanadı benek benek
Ufacık bir kelebek
Konmuştu papatyaya
Papatya pek haindi
Birdenbire silkindi.
Onu düşürdü suya
Islanınca kanadı
Kelebek uçamadı
Mahkum oldu ölmeye
Bir arı geçiyordu
Hain çiçeğe sordu
Niçin öldürdün diye
Bunu yapıp vesile
O sivri iğnesiyle
Geldi üstünde kaldı
Emerek derin derin
Boğulan kelebeğin
İntikamını aldı.
|
YARARLI HAYVANLAR
Çevremizde dolaşır,
Çeşit çeşit hayvanlar.
Bizlere pek çoğunun,
Sayısız yararı var.
Kedi, fare yakalar,
Bazen de eğlendirir.
Kuşlar ötüşleriyle,
İç açar, neşe verir.
Sadık köpeklerimiz,
Bekçidir bahçemizde.
Kümes hayvanları çok
Yarar, beslenmemize.
İnek, koyun süt verir,
Doyarız etleriyle.
Koyun, keçinin yünü,
Bizi ısıtır böyle.
At, sığır, keçi de pek,
Faydalı yaratıklar.
Bir de deniz ürünü,
Taze, güzel balıklar.
Vefa ÇAĞAN
|